11 Ağustos 2015 Salı

Tuna'nın Bitmeyen Kabızlığı...

Bu yazı, konuya dair hiçbirşey yaşamayan anneler için uzun hatta belki can sıkıcı olabilir. Ama yaşadıklarımdan dolayı internet üzerinden sürekli birşeyler okuduğumda gördüm ki, benimle aynı konudan canı yanan çok anne var. İşte o anneler için yazmak istedim bu korkunç süreci.
Tuna doğduğu günden itibaren anne sütüyle doymayan bir çocuk oldu. İlk doğduğunda memeyi kolay kabul etmesi beni sevindirmişti. Eve dönüşümüzle başlayan ve uzun süre devam eden ağlama krizlerinin açlıktan olduğunu anlamam da işte bu yüzden biraz zaman aldı. Çünkü Tuna ne zaman emzirmek istesem reddetmeden emiyordu. Ama her emzirme seansımızdan kısa bir süre sonra yine aynı krizler başlıyordu. Sütümü sağarak vermeyi denediğimde 160-180 cc lere varan süt miktarlarını da görmüşlüğüm oldu. Ama krizlerine son veremiyordum. Bu bahsettiğim öylesine her bebekte gördüğümüz ağlama krizlerinin daha üstünde bir krizdi ve çok sık yaşıyorduk. Dudakları morarana kadar ağlıordu ve ben hiçbir şekilde sakinleştiremiyordum. Dolayısıyla bir süre sonra ek mama vermeye başladım. Mamadan sonra sakinleştiğini gördükçe de mamaya devam ettim. Belki de en büyük hatayı burda yaptım diyeceğim ama o krizleri bugün yaşasam sanırım yine aynı şeyi yapardım. Korkunç bir dönemdi... Bilmiyordum ki daha korkunç dönemler bizi bekliyordu. 3,5 ay kadar Tuna anne sütü ve mamayı birlikte aldı. Ama her mama almış bebek gibi zamanla memeden uzaklaşmaya, bu sebeple de sütüm giderek azalmaya başladı. Ve 3.5 aylıkken artık sadece mama alıyordu. Kabızlıkla tanışmamız da işte tam bu dönemde başladı. Kimilerinin "İyi ki şu mamalar var" dediği o pis kokulu tozlardan ben artık lanetler okuyarak bahsediyorum. Ama ne fayda... Alternatifim yoktu ve kullandım...
3,5 aylıkken Tuna'da ilk kez kabızlığa bağlı anal fissür (makatta çatlak) oluştu. Ve ben hala durumun bu denli ciddi olacağını tahmin edemiyordum. Sonuçta merhemini ilacını düzenli kullanırsak tedavi edilebilecek birşeydi... Doktorumuz "Çatlağın tedavisi 6 ayı bulur, çatlak da geçer ama bu acıyı unutturmak uzun zamanınızı alabilir" dediğinde inanın halen bunun bu denli uzun süreceğini düşünmemiştim.
Ve oğlum için, benim için, eşim için sancılı günler başlamıştı. Biogaia, anestol ve madecassol le başladık tedaviye... Makatında dışdardan gördüğümüz çatlak geçtiği halde Tuna hala kabızdı ve biz gliserin kansuk a başladık.Eğer beklersem 3 günü 5 günü gördüğüm oluyordu. Ve Tuna bu zamanın sonunda krizlere girmiş halde ısrarla kakasını yapmıyordu. Terler döküyor, çığlıklar atıyordu. Tekrar doktorumuza gittiğimizde dıştaki yaranın geçtiğini ama içeride hala yara olduğunu bu sebeple de canı yandığını söyledi. Çocuk "kaka yaparsam canım yanacak" psikolojisiyle kakayı tuttukça kaka sertleşiyor ve sertleştikçe popoyu daha da acıtır bir hal alıyordu. Yani kısır döngünün içine girmiştik bir kere...
İçteki yaranın geçmesi tek umudumuzdu. Sanıyorduk ki o geçince Tuna kaka yapmaya başlayacak. 6 ay boyunca o günü bekledim... Tuna'nın kakasını yapacağı o günü... Hissettiklerimi biri anlayacaksa, benim gibi aylarca hatta yıllarca bebeğinin kaka yapmasını bekleyen anneler anlar. Bebeğinin tek bir gün bile kaka yapamadığı için kıvrandığını gören annelerin yüreği ne kadar acırsa benim yüreğim onların sayısız katı kadar acıdı. Hergün kıvrandı bebeğim karşımda. Hergün taş olmuş karnına masajlar yaptım. Avucumda hiseetim onun içinde biriken kakayı... Zeytinyağı, kayısı püresi, kayısı suyu, rezene, anason...6 aylık bir bebeğe verilebilecek herşeyi denedim...Ama herşeyi...Zeytinyağını poposuna sürdüm, içirdim, suyuna kattım... Okuduğum, duyduğum herşeyi denedim, yeterki o anki acısı dinsin dedim. Ama hala fitilsiz kaka yapamıyordu.
Farklı bir doktor biogaiayı kesip duphalac a başlattı bizi. 6. aya gelmeye yakın doktorumuz artık bir çocuk cerrahına gitmemizi önerdi.
Gaziantep te bir çocuk cerrahına gittik. Çatlağın artık kalmadığını ama yaşadığı acı sebebiyle yapmadığını, onu alıştırana kadar duphalac kullanmamız gerektiğini söyledi. Yanına bir şurup daha ekledi. (öyle çok ilaç kullandık ki şuan ismini hatırlamıyorum) Ama bu şuruplar da Tuna'yı tarif edemeyeceğim şekilde ishal yaptı. İlginç bir ishal...Bezi sadece sarı su oluyordu, karnındaki şişlik hala geçmiyor çünkü posa şeklinde hiçbirşey çıkaramıyordu. Duphalac ın ölçülerini değiştirmemizi istedi doktorumuz ama sonuç yine aynı...Ya kabız ya da sadece sarı su çıkarıyordu. Tüm bu süreçlerde ciddi pişikler de atlattık...Onlar da cabası...Ve oğlum hala hergün ama hergün kıvranıyordu karşımda... Nefes alışları değişiyor, popo üstünde oturur pozisyonda bacak ve poposundaki kasları sıkıyor ve kaka yapmamak için çırpınıyordu. Başarıyordu da...Kakasını günlerce tutmayı öğrenmişti bir kere...Fitil vermeden ısrarla bekletmeyi denediğimizde tuvalete oturtur gibi tutup yaptırmaya çalışıyordum ama ikimizde terler içinde, banyomuzda yankılanan korkuç çığlıklarla, poposu kanlar içinde(hiç abartmıyorum) bir miktar yapabiliyordu. Zaman zaman daha fazlası da oluyordu ama tamamını yine çıkaramıyordu.
Yeni umudumuz çocuk gastoenterolojiydi. Yine Gaziantep te bir doktora gittik. Bazı testler yapması gerektiğini ama Tuna'nın o dönem gribinden dolayı antibiyotik kullanması sebebiyle o dönemde yapamayacığını söyledi. Ve şurubu değiştirdi. Sokol'a başladık bu defa da... Sokol yanlış hatırlamıyorsam 1 hafta kadar rahatlatınca ısrarla kullanmaya devam ettik ve düzeleceği günü bekledik. Aylarca... Bu sırada Tuna artık mamayı bırakıp süt içmeye başladı. Geceleri öyle çok uyanıp süt içiyordu ki, artık süt miktarını azaltıp üstüne su koymaya başlamıştım. Birkaç ay daha bekledikten sonra tekrar doktora gittiğimizde, doktorun ayrıldığını ve yeni bir doktor atanmadığını söylediler. Bu sırada fitille kaka yapmaya devam ediyoruk ama çevrenin baskıları üzerine (erkek çocuğuna fitil vermemek konusunda) ki beni psikolojik olarak çok etkiledi, fitili de kestim. Ve oğlum yine çığlık çığlığa kaka YAPAMIYORDU. 
Ver elini İstanbul... İstanbul'da bir çocuk cerrahı çekilen filmer sonunda bağısaklarında duvar oluştuğunu söyledi ve 10 günlük bir lavman tedavisine başlattı. Hatta sonrası için de, eğer 2. gün hala kaka yapmadıysa mutlaka lavman yapmamız gerektiğini söyledi. Eğer bunu yapmazsak bağısakların temizlenmesi için ameliyata varan süreçler izleyebileceğimizi söyledi. Lavmana başladık.. 10 gün 20 gün 30 gün... Tuna şimdi de lavmansız yapamıyordu. Sokol'a da devam ediyorduk, yine yanına probiyotik verdi... Ve hala geçmezse çocuk gastroya yönlendirdi tekrar...Ve sonuç yine aynı... 
İstanbul Vakıf Gureba da çocuk gastroda bulduk kendimizi... Tahliller, testler...İlaçlarımızı tamamen değiştirdi. Yine ismini hatırlayamadığım iki ilaca başlattı. Diğer yandan tiroid değerlerinin çok yüksek olduğunu söyleyerek bizi bu defa çocuk endokrinolojiye yönlendirdi.
Çocuk endokrinolojide yine, yenidennn tahlller ve testler...Değerlerin normal olduğu, karaciğer enzimlerinin yüksek olduğu onun da yine kullandığı ilaçlarla ilgili olabileceği söylendi. En son çocuk gastronun verdiği 2 ilacı çok kısa süre kullandık çünkü Tuna'yı yine o ilginç ishal haline dönüştürmüştü. Ve Gaziantep'e dönüş olduğumuz için durumu telefonda görüşmek için aradığımda günlerce doktora ulaşamadık. Kestim ilaçları...Çünkü hiçbir şekilde kaka yapamıyordu sadece su çıkarıyordu. 1 yaşını geçmişti artık Tuna...Ve biz hala çözüm bulamamıştık. evde, sokakta, arabada, avmde aklınıza gelebilecek her yerde bir anda kaka krizi tutuyor ve kendini yere atıyordu. Ve poposunu sıkmaya başlıyordu. Artık ne yapacağımızı şaşırmış halde yeni çözümler arıyor ama kendimizi inanılmaz tükenmiş hissediyorduk.
Bu sefer Çukurova Tıp Fakültesi çocuk gastroya başvurduk. Çok daha kapsamlı tahliller, tesler hatta halen acısı içimden gitmeyen kolonoskopi yapıldı... Sonuçların hepsinin temiz çıkmasına mı sevineceğimi , hala çözüm bulamamamıza mı üzüleceğimi bilemedim. Doktorumuz tamamen psikolojik olduğunu, bazı çocuklarda tuvalet eğitimiyle geçtiğini ama bazılarında 6 yaşlarına kadar devam edebildiğini söyledi. Tuna şuan 22 aylık... Yani yaklaşık 2 yıldır fitil ya da lavmansız kaka yapamıyor. Hala yapamıyor...Duphalac ve Motilium kullanmaya devam ediyoruz. Gelecek ay tekrar kontrole gideceğiz. Ama hiçbir gelişme yok...

Ve biz bu süreci yaşarken, zaten delicesine yorulmuş bir anne olarak, bir de çevre baskısıyla uğraşmak zorunda kaldım 2 senedir. "Hep o verdiğin mamalar yapıyor" "Çok mu süt verdin" "Çorba içir" ve saymak istemediğim bir sürü şey...

Siz sevgili yakın ve uzak çevrem, yaşıtlarım ya da büyüklerim, lütfen ama lütfen 2 yıldır kronik kabızlık yaşayan bir bebğin annesine halen zeytinyağı ve kayısı verip vermediğini ısrarla sormayın...Evet ben kayısının kurusunu suda bekletip, suyunu içirdim...Evet ben kayısıyı haşlayarak suyunu içirdim. Evet ben kayısıyı yine haşlayarak posasını yedirdim. Evet ben taze kayısı da yedirdim. Evet ben zeytinyağı içirdim. Evet ben zeytinyağını popsuna da sürdüm hatta ve hatta evet zeytinyağını poposunun içine de sürdüm. evet ben salatalık yedirdim. Evet ben deveci-Ankara ve bilimum armutları gerek kaynatarak gerek taze taze verdim. Evet ben incir kayısı üzüm haşlayarak da verdim. Evet ben kivi de verdim. Evet ben tüm bu saydıklarımın hepsini harmanlayarak da verdim. Evet ben şirik(tahinin üstündeki yağ) verdim. Tabi ki dediğiniz gibi muz vermedim. Pilavı yok denecek kadar az verdim. Tabi ki şeftali, elma vs yedirmedim. Anlayacağınız sizin aklınıza gelebileceklerin hepsini deneyecek kadar uzuuuun uzuuun aylarım oldu... Lütfen halen ısrarla çocuğumu BEN! kabızlıktan kurtaramamışım ve hatta ben kabız yapmışım gibi irite edici cümleler kurmayın bana... Yeterince yoruldum bir de bunları duymaya gücüm kalmıyor zaman zaman...
Dediğim gibi yazım çok uzun oldu biliyorum. Ama 2 yıldır hergün kan ter içinde kaka yapmaya/yapmamaya çalışan bir çocuk annesi için inanın kısa bile oldu. Yaşadıklarımı bir ben bir Allah bilir. Aynı dertten muzdarip olan her annenin Allah yardımcısı olsun...

1 yorum:

  1. Merhabalar.bu yazıyı 2015 yılında yazmışsınız ben bugün gördüm ve okudum.o kadar benim oğlumla yaşadıklarımız benziyor ki.cok merak ettim ki sonuç ne oldu diye.lutfen cevap yazarsanız çok mutlu olurum.cok çaresisin ve iyi biseyler duymaya ihtiyacım var🙏🏾🙏🏾

    YanıtlaSil